Ciğerparem Sabahattin;
Gözümün feri, kalbimin kilidi, hem
anahtarı.Evleneceğin haberini almak iyi oldu. Anlattığına göre nişanlın iyi ve güzel bir kız, seni mutlu edeceğine eminim. Mutlu olacaksın. Sen mutlu olacağın için ben de mutlu olacağım.
Zamanla anlıyorum ki hayatın işleyişi bu şekilde. Dünya birbirini sevip başkalarıyla evlenen insanlarla dolu. Az biraz vakit geçsin ben de taliplerimden biriyle evlilik düşüneceğim. Bana değer verecek, vicdan sahibi biriyle. Bana aşık olmasını bekleyemem, buna hakkım yok. Evliliğimi sevgi saygı çerçevesinde yürütebileceğim biri olsun kafi. Yola devam edebilmek için bu gerekli çünkü. "Oğlun kızın olsun, unutursun." diyorlar hem, öyle umuyorum. Unutmak derken, hatırlamamak gibi değil. Çocukken bisikletten düştüğün için çenende izi kalmış bir yara düşün. Zaman sonra baktığında o yaranın acısını hissetmezsin, belki o izi kendine yakıştırırsın. Her gördüğünde düştüğün sokağın köşesi, o düşüş anı gelir aklına, kendi kendine gülümsersin. İşte öyle unutacağım seni. Acısı geçecek, anısı kalacak.
Bu ayrılığın sebebini bilmiyorum. Seni affetmeyi bekliyorum. Seni affettiğim gün kendimi senden azad etmiş olacağım biliyorum. Aslına bakarsan beklemiyorum da. Elimde hiç yüzünün güldüğü bir resmin yok. Bir tane var, uzun süre bakınca sanki hafif bir tebessüm ediyorsun, ona da yüzün düşer diye soramıyorum. Ama bazen "Beni uzaktan sevmek aşkların en güzeli mi?" diye sorduğum oluyor, duyuyor musun? Olsun, beni sevdiğini bilmek bile bana yaşamak için yetiyor.
Seni hiç unutmayacağım değil, seni hep hatırlayacağım. Yağmur yağınca en çok. Sen bir yerlerde, ben bir şehirde, akşam olunca, hep.
Gözlerinden deliler gibi öpmüyorum. Sade gözlerinden öpüyorum, o da bu ayrılığın sebebi olsun.
Ayşe.